1 Ekim 2011 Cumartesi

bahtiyar / 12.gün


Saat olarak 12. güne başladık ama hala yoldayız. Leipzig'e doğru seyirtiyoruz. Havalimanının yanından geçerken çalıştığım firmaya ait uçağı kuyruğundan tanıyıp duygulandım. Hazır gelmişken Porsche fabrikasını taciz edelim dedik, kapıya kadar gittik, almadılar haliyle. Şehir merkezinde ilerlerken Olcay ufak! bir kasise girdi. Hasar tesipiti için durduğumuzda motorun biraz yağ kaçırdığını farkettik. Bence kasisle bir ilgisi yok. İlk benzinlikte durup kısa bir tamir-bakım etkinliği yaptık.Yağ konulan boru ile hava filtre kutusunun altına giren boru arasındaki yağ buharlaşma zamazingosunun hortumundan( az bulunan belirtili nesne örneği ) yağ atmış biraz. Bir de kağıt hortumda delik vardı. Ufak ufak uğraşıp hallettik, ben geçtim direksiyona.

İlk durak Çek Cumhuriyeti tabelası oldu, hemen fotoğraf. Prag'a doğru ilerliyorum, manzara müthiş. Olamaz öyle şey! Düşünün ki sağ tarafınız orman, içinde ufak tefek evler, sol tarafınız göl, hava inceden sisli ve karşıda yavaş yavaş hava kızıllaşıyor! Hiç bu kadar keyifli bir yolda araba sürmemiştim. Sabah 5 civarı Olcay'ın aşırı ısrarlarına dayanamayarak sağa çektim ufaktan kestirmek için. Uzun zamandan sonra ilk defa açık, net ve hatırlanan rüyalar gördüm.

Devam etmek için Olcay geçti direksiyona, ben arkada rüya görme çalışmalarına devam ettim. Gözümü bir açtım ki Prag! Karışık duygular içine girdim bir anda. Mustek tarafında, Opera binasının yakınına arabayı park edip hazırlandık hemen. Üzerimizi değişip Astronomik Saat meydanında kahvaltıya gittik. Kısa bir turdan sonra Charles köprüsü üzeri Kaleye doğru yürümeye başladık. Her köşede, her sokakta ayrı anılarım depreşti. Kaleye vardık, içine girmeyip etrafından dolaştık ama tekrar farkettim ki hala bugüne kadar gördüğüm en güzel yapıdır. O kadar yokuştan sonra güzel bir bira molasını hakettik. Moladan sonra Doktor; Kafka'nın evini de ziyaret etmek için ayrıldı, merkezde de arabanın otopark fişini yenilemek için ben ayrıldım. Arabanın yanına gittiğimde 3 kişi sıra bekliyordu fotoğraf çekilmek için. Polis de onları bekliyordu arabaya ceza kesmek için :) 20 dakika geçmiş süremiz. Kronumun olmadığını, bozuk euro da olmadığı için yenileyemediğimi söyledim, sağolsun anlayışlı elemanmış, yardımcı oldu para bozdururken. Sonra cebimdeki demir eurolarla fiş aldım, farketmedi :)

Olcayla buluşup biraz hediyelik bakındık, doktor da geldi ve çıktık yola Pardubice için! Hayatımın en güzel, en dolu dolu, en eğlenceli, en hızlı, en güzel anılarla dolu 6 ayını geçirdiğim memleket! Ata toprağı benim için! Köylerin arasından, iki tarafı ağaçlı muhteşem yollardan geçerek vardık Pardubice'ye. Direk okulun arkasındaki DyDy Baba Club'a gittik. Sahibi Lukas biraz dikkatli baktı ama tanıyamadı sanırım. Malum 4 sene ve 60cm saç farkı var arada. Üzerimi değiştim, birkaç fotoğraf ve içeride anı tazelemeden sonra okul önüne gittik. Orada da birkaç fotoğraf ve iç geçirme sonrasında merkeze gittik. Tesco otoparkında Olcay ayrıldı berber için, ben Uğur'la beraber direk HanyBany'e. Önünde bir bira içmeden olmaz. Çok iç geçirdim çok! Tesco'da buluştuk tekrar, alışveriş yaptık biraz (kasiyerler meslekten soğuyup istifa hazırladılar, tahmin edin neden?). Eşyaları arabada bırakıp PataPuf'un yanında pizza yemeye gittik. Pizza dediysem 65cm çapında. Aynı zamanda internet de var, işlerimizi hallediyoruz. Sadece Uğur'un bilgisayarı girmiyor internete, garsonu gönderip yan cafe'nin şifresini sormasını rica ediyor. Bizim masayla ya da diğer tabirle Uğur'la ilgilenen garsonlardan birisi gece kendini nehire attı sanırım. Yemekler bittikten sonra arabayı getirdim meydanda, anlamlı fotoğraflar çekip video kaydettik. Bayer'de medovnik yemeye yerimiz kalmadı.

Buruk ve tekrar geleceğime dair kendi kendime söz vererek çıktım şehirden. Bu arada her ne kadar eski arkadaşlarımla görüşemesem de el sallayıp barış işareti yapanlar kurulabilecek yeni arkadaşlıkların habercisiydi :) Rota Brno üzeri Viyana. Yola çıktık, yine köy yollarından ilerliyoruz. Sis bastırdı inceden, arkada Olcay, yanımda Uğur horluyor. Hatta Uğur sohbet esnasında uyumaya başladı. Müzik açmıyorum uyanmasınlar diye, daha fazla dayanamayıp Brno'ya 100km. kala, saat 23:15'te çektim benzinliğe, saati 00:00'a kurup daldım uykuya. Bu da 12. günün bitişidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder