1 Ekim 2011 Cumartesi

bahtiyar / 13.gün


Saatin alarmı çaldığında Olcay geçti direksiyona. Ben arkada uykuya devam ettim. Uyandığımda Viyana sokaklarında fink atıyorduk. Orkun sokakta karşıladı bizi. Arabanın tepesindeki malzemeleri indirip çıktık eve. Olcay güvenlik ve kalabalıklık sebebiyle arabada yatmaya karar verdi. Ben uzun zamandan sonra ilk defa duş alabildiğim için çok mutluydum. Sabaha kadar laklak ettik Orkun'la Jagermeister eşliğinde. Uğur çoğunlukla internetteydi o esnada:) Sabah 6'da yattım, Olcay kalk borusunu 09:30'da öttürdü. Eşyalarımızı toplayıp dışarı çıktık kahvaltı etmek için. Viyana'da kahvaltı! Kulağa nasıl da hoş ve güzel geliyor değil mi? Bana da öyle geldi ilk başta, Türk börekçisine gidince gerçek dünyaya döndüm hemen. Börekçi Türk mahallesindeydi, arabayla fotoğraf çekenlerin haddi hesabı yok.

Kahvaltı sonrası şehri gezmeye çıktık. Arabayı park ettikten birkaç dakika sonra bir maket mağazası çıktı karşımıza. Çok fazla çeşit, süper modeller. Bazıları sadece Avusturya için üretilmiş. En ucuzundan birkaç tane alıp nefsimi körelttim:) Şehir merkezi güzel ama benim için çok da enteresan değil artık. Aynı yerleri turalayıp arabaya döndük. Yolda Berk'le karşılaştık, dünya küçük harbiden. Arabanın yanında Orkun ayrıldı. Rotamız Budapeşte.

Budapeşte'ye vardık, şehir merkezindeki en ünlü Casino'yu işaretledim navigasyona, bizi ipsiz sapsız bir sokağa götürdü. Bu sefer de gittiğim zamanlarda kaldığım oteli işaretledim, vardık şehir merkezine. Arabanın üstü eşya dolu, park yasağı olan yere parkettik, Olcay ve Uğur hızlıca yiyecek almaya gittiler, ben de bulduğum internet bağlantısından arkadaşım Cihan'a ulaşmaya çalıştım. Geldiler, Mc Donalds'ları hızlıca mideye indirdik. Daha doğrusu ben pipetin kağıdını açma aşamasına geldiğimde Uğur peçeteyle ağzını siliyordu. Hızlıca şehir merkezine yürüyüp alınacakları aldık, oradan Cihan'ın yanına. Çok sevindim onu gördüğüme. Sanırım o da baya bir mutlu oldu. Yarım saat filan vakit geçirebildik, o esnada silecek kolunu tamir ettim (hem de parça artırarak). Olcay Bosna Hersek-Hırvatistan üzeri gitmeyi düşünüyordu fakat Sırbistan'ın hem uluslararası karayoluna sahip olduğunu hem yolu nkısalttığını hem de iki bilmediğimiz ülke yerine tek olmasını filan anlatınca çevirdi rotayı Belgrad'a. Ben ilerleyen saatlerde direksiyona geçeceğim için uyku moduna girdim ve 13. günü bitirdim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder